MENÜ
İzmir 35°
Menemen'in Sesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
VİCDAN YÜZÜĞÜ
Melek Balseven
YAZARLAR
22 Aralık 2021 Çarşamba

VİCDAN YÜZÜĞÜ

Parmağımdaki yüzüğe takıldı gözüm. İnce, altın ve siyah oltu taşı ile oldukça sade iddiasız hali. Vicdan Yüzüğü taktım adını. Onun bana armağan edilişi geldi aklıma. İşte o yüzüğün hikayesi. Öğretmenliğimin ilk yıllarıydı. Yeni bir şehir, yepyeni bir okul. Herkes yabancı, her şey alışmış olduklarımdan çok farklı. Yeni bir heyecanla girdiğim binanın insanları öyle soğuk ve uzak ki; çok yalnızım. İlk gün. Sonraki günler, görünmez miyim yoksa! Tanımaya anlamaya çalışıyorum bu kayıtsız, duyarsız ortamı. Zor, gerçekten çok zor, bir o kadar da anlamsız. Sabır mayamızda var bıraktım akışına. Birkaç ay sonra bir gün. Benden oldukça kıdemli bir öğretmen ablamız nihayet geldi ve yavaştan ekiple kaynaşmaya başladık. İşin aslını sonradan öğrendim. İlk gün geldiğimde şöyle bir bakmış bana ve koymuş teşhisi. Bu kadın çok havalı! Bize uyum sağlayamaz, kapris falan yapar en iyisi yok sayalım, kimse onunla konuşmasın. Zaten bir avuç öğretmen kadrosu yaşını başını almış ablalarının sözünden çıkmamış; tabi ki hemşericilik de var. Kırmışlar kalemi. Şükür ki katli vaciptir dememişler. Geçen zaman içerisinde benden zarar gelmeyeceğine, onlar için bir risk oluşturmayacağıma kanaat getirmiş olacaklar ki ablamız vetoyu kaldırmış. Böylelikle birbirimizi tanıma fırsatımız oldu ve yıllarca birlikte sulh içinde oldukça verimli çalıştık.  Birbirimize çok şey kattık. İşte o ablamın bir gün bu yaptıklarını itiraf edip, özür dileyip bana hediye ettiği yüzük. Vicdan Yüzüğü. Her taktığımda boğazında bir düğüm, duygusallaşırım. Yirmili yaşlarımın başında bana verdikleri hayat dersi ve parmağımda bunun nişanesi. Önyargının ne kadar yıkıcı olduğunu da gördüm, vicdan sahibi olmanın erdemiyle hatadan dönmenin mümkün olduğunu da. Özür dilemenin yaşatılan acıları hafifletmediğini de yaşadım, özrü kabul etmenin insanı özgürleştirdiğini de. Çok sevdiğim bir tespit. “İnsanı asıl üzen yaşanması mümkün olup da yaşanamayan güzellikler.” Kim bilir böylesi önyargılar ve kaygılarla, gereksiz tavırlılarla mümkün olabilecek ne kadar çok güzellik yaşanamıyor. Sırf bu önyargılar yüzünden hayatımızdan uzak tutmakla bazı insanları hem onları hem de kendimizi eksik bırakabiliyoruz. Asıl insanı üzen ya da üzmesi gereken de bu olmalı sanırım.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Menemen'in Sesi