Sevgili okurlarım, saat başı değişen gündeme sahip Türkiye’mizde hangi konu ile ilgili fikirlerimi sizlerle paylaşacağımı şaşırmış durumdayım.
Ülke gündemimizde bana şaşkınlık veren konuların başında, Cumhuriyet rejimi sayesinde seçilmiş olan kadın milletvekilinin reklam diyerek Cumhuriyetimize leke sürmeye çalışıyor olması gelmektedir. Birçok Avrupa ülkesine nazaran ilk önce liderimiz ve cumhuriyetimizin kurucusu sayesinde 5 Aralık 1934’te kadına milletvekili seçme ve seçilme hakkı verilmiştir. O dönemlerde kadınlara verilen bu hak ancak Mustafa Kemal Atatürk gibi bir liderin aklına gelebilirdi. Cumhuriyet rejiminde birçok iş kolunda kadınların ön plana çıkarılması desteklenmiştir. Türk Tarihine baktığımız zaman, kadınların ülke yönetimindeki rolü yadsınamaz bir gerçektir. Dünya tarihindeki ilk kadın hükümdar Tomris Hatun isimli Türk kadındır. Türk Tarihinde kadınların önemi, ona verilen isimlerden ve yaptıkları görevlerden de anlaşılmaktadır.
Türk milleti dünya tarihine yön vermiş bir ırktır. Kavimler göçünü başlatmıştır, çağ değiştirmiştir, matematik-fizik-tıp-felsefe alanında birçok düşünür Türklerden çıkmıştır. Türklüğün gücü tüm dünyada kabul gören bir gerçektir. Öyle bir ırktır ki Türkler, Osmanlı ile 3 kıtada 700 yıl hüküm sürmüşlerdir. Kuruluş ve yükselme döneminde dünyayı bir korku sarmıştır ve savaş ile yıkamayacaklarını anladıklarından, hile ile içten çökertmeye çalışmışlardır. Nitekim en uzun süre tahtta kalan Kanuni döneminde hileleri maalesef ki işe yaramaya başlamıştır. Tarih kitaplarından ve dizilerden de bildiğiniz üzere yabancı uyruklu kadın cariyeler, ülke yönetiminde söz sahibi olmuştur. O dönemden sonra Türk kadını, sosyal hayatta maalesef esamisi okunamaz hale getirilmiştir. İçten içe ülkeyi parçalamaya başlamışlardır. Padişahlık rejimi sebebiyle tahta geçmek isteyenler kardeşlerini öldürmekten çekinmemişlerdir. Bir babanın, taht sevdası yüzünden kendi oğlunu öldürmesi bile olağan sayılmıştır… Ne yazık ki, taht sevdası Türklerin dünyaya kafa tutuşunun önüne geçmiştir. Tüm dünyada sanayi inkılabı olurken, Osmanlı yerinde sayarak duraklama dönemine girmiştir. En önemli ticaret yolu olan ipek ve baharat ticaretinin yerine, yeni yollar, yeni kıtalar keşfedilirken, Osmanlı çöküş dönemine girmiş ve dünyada olup bitenlerden bihaber yıllar geçirmiştir. Türk’e düşman olanlar güçlenip Osmanlıyı çökertme isteklerine ulaşacakken, Osmanlıdan, Selanik’ten çıkan sarışın bir Türk yine dünyanın gidişatını değiştirerek “hasta ve ölmek üzere olan Osmanlı” denilen ülkede bir birlik oluşturmuştur. Çanakkale geçilmez diyerek destan yazmıştır. Oluşturduğu milli irade ile Antep Urfa ve Maraş’ta halkın direnişe geçip zafer kazanmasını sağlamıştır. Asla ve asla Türk başını eğmez diyerek bağımsızlık ilan etmiştir. Yeni inkılaplar ile aslında Türklüğün özüne geri dönmemizi sağlamıştır. Belirlediği ilkeler ile ülkemizi eskiden olduğu gibi gelişmiş toplumlar seviyesine ulaştırmak istemiştir. Yani işin özü dostlar, bana göre ASIL REKLAM ARASI Kanuni’den sonraki dönemde kadını sosyal hayattan silen Osmanlıdaki toplum yapısıdır...
Cumhuriyet rejiminin Türk toplumuna katmış olduğu en büyük artı, KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİN EGEMENLİĞİDİR. Bugün dünya üzerinde kurulmuş olan tüm topluluklara baktığınızda, kurucularına olan saygıyı devam ettirdiklerini göreceksiniz. Hiçbir dünya ülkesinde kurucusuna olan sadakatten söz edenlere “siz ateistsiniz” denilmemektedir. Kurucusunun resimlerini, büstlerini imha edenleri göremezsiniz. Ama ne yazık ki bizim ülkemizin “yönetici” grubunda yer alanlar bu çirkin davranışları yapmaktadır. Ülkenin parçalanmasını önleyen, dünyanın saygı duyduğu, üniversitelerde ders olarak okutulduğu liderimiz kendi ülkesinde kurmuş olduğu rejim ile seçilip yönetim kadrosuna bağlı olan kişiler tarafından, hoş olmayan saygısızlıklara maruz kalmaktadır. Tüm devlet kurumlarında olması gereken resmi dahi kaldırılmaya çalışılmaktadır…
Okuduğunuz bu güzel yazının ortaya çıkmasında beraber çalıştığım çok sevgili SEVİL ŞENSES‘in katkıları çok büyüktür. Tam bir CUMHURİYET KIZI olan bu kardeşimin emeğini ve ismini zikretmeden geçemedim. Cumhuriyet kadınlarının neler yapabileceğini nasıl bir aydınlık kafa yapısının sahibi olduğunun küçük bir örneğini bizlere verdiği için teşekkürü bir borç bilirim.
Liderimiz olan Atatürk’ün bir sözü ile, cümlelerime son vermek isterim; TARİHİNİ BİLMEYEN MİLLETLER YOK OLMAYA MAHKUMDUR…
Sevgi ve saygı ile hoşçakalın.