Konuşmak ne kolay değil mi?
Eğer mecburiyetler sizin mecburiyetleriniz değilse ne kolay.
İş için, ekmek için, yaşamak için başka şansınız yoksa yaşarken mezarınızda ekmeğinizi arıyorsunuz.
Her gün sadece bir gün kadar ömrünüz var. Çünkü madene girmek kadar dönmemem de mümkün.O yüzden madene her iniş öncesi vedalaşıyor insanlar.
Dönebildiklerinde hayatta kalmak için, sevdikleriyle olabilmek için bir günlük ömürleri daha oluyor.
Ve Cuma günü Bartın’da 41 madenci mezarlarına son kez indi.
Bir daha çıkamayacaklar. Yaşayacak bir günleri daha olmayacak.
Eşlerine, çocuklarına, annelerine, babalarına, kardeşlerine, kader birliği yaptıkları madenci arkadaşlarına sarılamayacaklar. Çocuklarının büyüdüğünü göremeyecekler, gülemeyecekler, ağlayamayacaklar, ekmek kavgalarını sürdüremeyecekler, tıpkı daha öncekiler gibi lafa, söze, hamasete sarılarak son yolculuklarına uğurlanacaklar.
İsimlerini sadece aileleri hatırlayacak. Onun dışında kalan herkes tüm bu acılar hiç yaşanmamışçasına unutacaklar. Zaman geçtiğinde tıpkı diğer tüm maden kazalarında ölenler gibi bir rüya, bir anı, bir hatıra gibi hatırlanacaklar.
Oysa onlar sadece yoksullardı. Yaşamaya hakları vardı. Hayalleri vardı. Umutları vardı. Ne yazık ki ülkemizde yoksulluğun karşılığı bir kazaya kurban gitmek.
Çünkü insan hayatı hiç bu kadar ucuz olmadı.
İnsan hayatı için alınması gereken önlemler, gereksiz maliyetler olduğu sürece daha kim bilir ne hayatları ne hayalleri kaybedeceğiz. Tıpkı hep olduğu gibi.
Yöneticiler; sorumlulukları olanlardır hesap verir, hesap sormazlar.
Onlara sorumluluk verenlerse hesap sorma hakkına sahiptirler. Sormalılar da. Kader demek, fıtrat demek; seçilmiş, sorumluluğu olan bir yöneticinin söyleyebileceği bir şey olmamalı.
Kazalar olur, kazayla insanlar da ölür ama mutlaka kusura bakılır. Ona göre hesap sorulur, hesap verilir ve bu kusurların tekrarlanmaması için de sorumlular cezalandırılır. Ama ne yazık ki şuanda güçlülerin hukuku işliyor. Kazaya kurban gidenler, ya da kazaya kurban verenler çaresizlik içerisinde olup biteni kabulleniyor…
Acı bu kadar sıcakken bu kadar konuşmayın. Biraz insaniyet, biraz saygı.
Bu son Bartın faciasından dolayı çok kızgınım. Bu yüzden sizlere normal bir köşe yazamadım bağışlayın lütfen.
Milletimizin başı sağ olsun.Kayıplarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
Sevgi ve Saygılarımla